Skip links

Yükseköğretimde Akademik Yükselmelerde Her Seferinde Kadro İlan Edilmesi Zorunluluğu Kaldırılmalı

Bilindiği gibi akademik yükselmelerde her seferinde yeni baştan kadro ilan edilmektedir. Bu durum ne yazık ki uygulamada verimli işlememekte, kadrolar özel şartlar ile kişiye özel ilan edilmekte, bazen ise kadro ilan edilmeyerek baskı amaçlı kullanılmaktadır. Bu durum zaman, motivasyon, para kaybı ve gereksiz bir bürokrasiden başka bir şey değildir. Artık hali hazırda aynı üniversitede çalışmakta olan bir akademisyen için her seferinde sıfırdan kadro ilan edilmesi durumu kaldırılmalı ve kadro geçişleri bir özlük hakkı gibi düşünülerek yazılı ve sistematik bir hale getirilmelidir. Sistemde YÖK’ün istediği hareketliliği sağlama için profesör kadrosunun başka üniversitelerde alınması kolaylaştırılmalıdır. Hareketlilik alttan değil üstten sağlandığı takdirde ülkemize daha çok uyacaktır. Böylece profesör kaynağı ve tecrübeli akademisyenler yer değiştirecek ve üniversitelerin tekdüzeleşmesi engellenecektir. Yeni üniversiteler direk tecrübeli hocalar kazanacaktır.

Kadro ilanı yalnızca kurum veya fakülte değiştirirken uygulanmalı ve tamamen o alandaki tüm akademisyenlerin başvurusuna açık olacak şekilde genel şartlar koyularak yapılmalıdır. Üniversiteler arası görevlendirmelerin ve geçişlerin kolaylaştırılması ve özellikle 2005 sonrası ve Doğu/Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde bulunan üniversitelerimize ek teşvikler (örneğin özlük haklarında ve maaşlarda artışlar, üniversitelere ek bütçeler sağlanması) verilmesi ile birlikte uygulandığı takdirde bu sistemin birçok sorunu çözebileceği görülecektir. Bu durum her seferinde kadro ihdas edilmesi, gereksiz bürokrasi, kişiye özel ilan, mobbing ve zaman kaybı gibi sorunları büyük ölçüde çözecektir. Doçentlikte olduğu gibi merkezi puan bazlı bir sistem belirlenerek geçişler otomatik hale getirilir ve istenilen puan miktarını 3 katına kadar arttırma yetkisi üniversitelere bırakılırsa hem çalışma teşvik edilecek, hem kadro ilanı kalkmış olacak hem de özlük hakları herkese eşit olarak uygulanmış olacaktır. Bunun dışındaki üniversitelerin kadro inisiyatifi bulunmamalıdır. Puan isteği üniversiteler tarafından beşer yıllık olacak şekilde değerlendirilmelidir. Bu durum büyük üniversitelerde yığılmanın önüne geçebilir. Ancak üniversitelerin yetkisine bırakılan kısım yazılı olarak net şekilde belirlenmeli, iyi bir sistem oturtmuş ve ekipler içinde hiçbir zorluk çekmeden çalışan akademisyenlere kıyasla taşra üniversitelerinde daha düşük şartlarda çalışmış insanların önünü kesecek şekilde astronomik şart değişikliklerine kesinlikle izin verilmemelidir. Arttırılacak şartlar herkesin sağlayabileceği şekilde olmalıdır. Bu bağlamda yeni düzen, 2018 yılından itibaren araştırma görevlisi alımlarının 50/d ile yapılacak olması üzerine kurulabilir. Sistem doktora sonuna doğru üniversitelerin kriterlerini sağlayan araştırma görevlilerinin 33/a kadrosuna alınması temeline kurulabilir. Böylece 33/a kadrosuna geçiş yapmış araştırma görevlileri puan şartlarını sağladığında otomatik olarak öğretim üyesi  kadrosuna atanacak ve gerekli öğretim üyesi ihtiyacını karşılayacaktır.  Her aşamada belirli kriterlerin olması ve bu kriterlerin sağlanması ile dinamizmin korunması sağlanacak, profesörlerin kurum değiştirmesi teşvik edilecektir.

Bütün bunlara ek olarak 33/a kadrosu alamayan araştırma görevlilerine yönelik oluşturulacak merkezi bir kadro havuzu ve bu havuzda bulunan öğretim elemanlarının tercihi doğrultusunda yeni bir üniversiteye atanması sistemi ile hem son derece eğitimli insan kaynağının işsiz kalması engellenecek hem de ihtiyacı olan üniversitelere öğretim elemanı sağlanmış olacaktır. Bu havuzda yer almak istemeyen veya belirli bir süre boyunca (örneğin 2 yıl) havuzda yer alan açık pozisyonları kabul etmeyen öğretim elemanları ise mevcut sistemde olduğu gibi kadro arayışını kendisi sürdürebilecektir. Bu bağlamda geçecek zaman boyunca alınabilecek en üst düzey eğitime sahip olan iş gücü işsiz kalmayacak (maaş ödemesi ve mevcut görevi havuz içerisinde bulunan süre boyunca devam edecektir) ve akademisyenler desteklenmeye devam edilmiş olunacaktır. Bu bağlamda Dr. Öğretim Üyesi kadrosunun üniversitelere sıfırdan ihdası her yıl yine yapılacak ancak bu sistem ile sayısı ciddi oranda azalacağı için kadro ilanında yaşanan sorunlar ortadan kalkacaktır. Böylece yalnızca Araştırma Görevlisi, Öğretim Görevlisi gibi ilk basamak akademisyen kadrolarının ihdası ile sınırlı sayıda ilk basamak öğretim üyesi kadrosu olacak olan Dr. Öğretim Elemanı kadrosu ihdası ve mevcut sistemde olduğu gibi kurum değiştiren öğretim elemanlarının kadro ihdası devam edecek ve sistem dinamizme kavuşacaktır. Ancak bu sistemin verimli işleyebilmesinin en önemli şartı doktoraya kabul edilecek kişilerin vasıflı seçilmesidir. Bu bağlamda doktoraya girme şartları biraz daha zorlaştırılabilir veya daha önce olduğu gibi doktora eğitiminin kalitesine yönelik (yeterli öğretim üyesi olmayan yerlerin eğitim vermesinin önüne geçilmesi gibi) çalışmalar yapılması ve doktora yapmak üzere görevlendirme sisteminin de gözden geçirilmesi iyi olacaktır.

Görüşlerimizi dikkate alacağınızı umuyor ve yapılması planlanan tüm değişikliklerin Türk Akademisine hayırlı olmasını temenni ediyoruz.

Saygılarımızla

Dr. Vahdet ÖZKOÇAK

ÖGESEN Genel Başkanı