Skip links

Yükseköğretim Sisteminde Yapılacak Değişiklikler Üzerine

Bilindiği gibi YÖK’ün üzerinde çalıştığı ve meclise sevk edilen öğretim üyeliği sistemimizde değişiklikler içeren yasa tasarısının detayları belli olmuş durumdadır. Tasarı doçentlik sözlü sınavının kaldırılması ve uzman, okutman kadrolarının öğretim görevlisine çevrilerek karışıklığın azaltılması gibi devrim niteliğinde değişiklikler içermektedir ve bu değişiklikler tebrik edilmelidir. Bu, sistem doğru şekilde uygulandığı takdirde ülkemize çok faydalı olabilir. Ancak tasarı ne yazık ki istenilen bazı değişiklikleri içermediği için beklenilenin altında kalmıştır. Özellikle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da özellikle üzerinde durduğu yardımcı doçentlik kalkmamış, yalnızca ismi değişmiştir. Bu kadar kapsamlı değişiklik yapma fırsattı nadiren ele geçmektedir. Bu fırsatın iyi değerlendirilebilmesi bağlamında sendikamız tarafından sistem değişikliklerine yönelik daha önce de rapor şeklinde sunduğumuz önerilerimizi ve sisteme yönelik bazı yeni önerilerimizi aşağıda maddeler halinde dikkatinize sunuyoruz.

– Başta adı değişen yardımcı doçentlik kadrosu kaldırılmalı ve beraberinde her seferinde sıfırdan kadro ilan edilmesi durumu (profesör kadroları hariç olmak üzere) kaldırılmalı, üst kadroların kurum değişikliği yapması teşvik edilmelidir. Bu durum ek mali ve sosyal haklar ile sağlanmalıdır.
– “Doktor” Unvanını alan her akademisyen yine otomatik olarak ders verme, yeşil pasaport, mevcut yardımcı doçent maaş artışı ve proje yazma gibi tüm özlük haklarına kavuşmalıdır. Bu kadroya geçiş otomatik olmalı ve yeniden kadro ilanına gerek duyulmamalıdır.
– Öğretim görevlisi kadrosuna atanacak uzmanların ders veremeyeceği şeklindeki madde eşitlik ilkesi ile bağdaşmayacağı için kaldırılmalı ve durum üniversitenin takdirine bırakılmalıdır. Doktora bitiren herkes ders verebilmelidir.
– Kadro ilanı yalnızca kurum veya fakülte değiştirirken uygulanmalı ve tamamen o alandaki tüm akademisyenlerin başvurusuna açık olacak şekilde genel şartlar koyularak yapılmalı ve tüm ilanlar YÖK üzerinden duyurulmalıdır.
– 2005 sonrası ve Doğu/Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde bulunan üniversitelerimize ek teşvikler verilmelidir.
– Doçentlik sisteminde atama şartlarının üniversiteler tarafından en fazla ne kadar arttırılabileceği belirlenmelidir. İyi bir sistem oturtmuş ve ekipler içinde hiçbir zorluk çekmeden çalışan akademisyenlere kıyasla taşra üniversitelerinde daha düşük şartlarda çalışmış insanların önünü kesecek şekilde astronomik şart değişikliklerine kesinlikle izin verilmemelidir.
– Tasarı Üniversitelerimizin doçentlik sözlü sınavı yapabilmesine imkan tanımaktadır. Her ne kadar bu sınavın yapılmasına karar verildiğinde sınav ÜAK tarafından da yapılacak olsa bu durum çeşitli karışıklıklara yol açabilecek ve zamanla sözlü sınav tekrar adet haline dönecektir. Sözlü sınav yapılmasının önüne geçilmesi daha faydalı olacaktır. Eğer ki sözlü sınav opsiyon olarak tutulmak isteniyorsa herhangi bir üniversite için ÜAK tarafından yapılacak doçentlik sözlü sınavını geçen bir akademisyen, sözlü sınav sonucunu diğer tüm kurumlarda da kullanabilmeli ve başka kurumlar için tekrar sözlü sınava gerek kalmamalıdır.
– Ek şartlar profesör kadrosu içinde uygulanabilir. Örneğin büyük üniversitelerde profesörlük için yapılması gereken yayın şartı daha fazla ve bekleme süresi daha uzun iken desteklenmesi gereken üniversiteler için daha az olabilir.
– Doçentlik sistemine getirilen şartlar kesinlikle alan bazlı olmalı, detaylı olarak belirlenmeli mümkünse kitap veya bölüm yazarlığı veya çevirisi şartı doçent olmak için gerekli görülmelidir. Bu durum ülkemizdeki temel kitap eksikliğini ciddi azaltabilirken akademisyenlerde sözlü sınava çalışmamalarından kaynaklı oluşabilecek teorik bilgi eksiğini giderecektir. Ancak etik ihlallere yönelik kontroller olmalıdır.
– Doçentlik eser aşamasında öznellik kesinlikle olmamalıdır. Sistem tamamen puanlama şeklinde yürümelidir. Yayınların yapıldığı dergilerin kalitesi de en azından belirli şartlar altında hesaba katılmaya başlanmalıdır.
– Yabancı dil alanlarında çalışan akademisyenlerin ikinci yabancı dil zorunlulukları kaldırılmalıdır.
– Doktora eğitiminde kaliteye çok önem verilmeli ve yeterliliği olmayan kurumların en önemli kısım olan doktora eğitimini vermesi engellenmelidir. Liyakat kesinlikle bu aşamada kaliteli eğitim ile sağlanmalıdır.
– Doktora sürecindeki yayınlarda doçentlikte kabul edilmelidir.
– Uluslararası bilimsel kongrelere katılıma her akademisyen için yılda bir veya iki defa üniversiteler tarafından destek verilmelidir.
– 2547 sayılı kanunun 50/d maddesi gereğince doktora sonrası görevi ile ilişi kesilen araştırma görevliliği sisteminde düzenleme yapılmalı, doktora sonrası en az 2 yıl daha görevlerine devam edebilmeleri ve bu sayede kadro aramanın kolaylaşması sağlanmalı, ihtiyacı olan üniversiteler için isteyenin girebileceği havuz sistemi kurulmalıdır.
– ÖYP ile atanmış araştırma görevlilerinin daimi statülü 33/a maddesi kapsamındaki kadroları iade edilmelidir.
– Belirli şartlar ile eş ve sağlık durumu için akademisyenlerin yeniden kadro aramadan üniversite değiştirebilmesi için düzenlemeler yapılmalıdır.
– Mobbinge önlem alınmalı ve artık kamu kurumlarını kendi şahsi işletmeleri gibi gören kişilerin kişilere ve dolayısı ile kurumlarımıza zarar vermesinin önüne yaptırımlar ile geçilmelidir.
– Birçok ülkede bilimsel buluşlar çok yüksek meblağlar harcandıktan sonra yapılmaktadır. Ne yazık ki üniversitelerimizin bilimsel araştırmalara ayırdığı meblağ çok kısıtlı kalmaktadır. Araştırmalar için ayırılan bütçeler arttırılmalıdır.
– Geliştirme ödeneğinin devamlı hale getirilmeli ve bazı kadrolara yarım geliştirme ödeneği verilmesi durumu düzeltilmelidir.
– Akademiye az sayıda kadro verilmesi problemi acil olarak çözülmelidir. Birçok kadronun akademik yükselmeler için harcandığı unutulmamalıdır.
– Ek ders ücretleri ve dil tazminatları yeniden düzenlenerek arttırılmalıdır.
– MYO’lar aktifleştirilmeli ve canlandırılmalıdır.

Görüşlerimizi dikkate alacağınızı umuyor ve yapılması planlanan değişikliklerin Türk Akademisine hayırlı olmasını temenni ediyoruz.
Saygılarımızla
Dr. Vahdet ÖZKOÇAK
ÖGESEN Genel Başkanı