Norm Kadro Yönetmeliği Üniversitelerin Kimyasını Bozabilir!
2 Kasım 2018 itibari ile yayınlanan norm kadro yönetmeliği ile aylardır süren kadro ilan edememe belirsizliği, üniversitelerin yapması gerekenler hariç olmak üzere bitmiş ve artık yeni bir düzen ortaya çıkmıştır. Ancak tüm uyarılarımıza rağmen üniversiteleri, norm kadro statüsü uygulayan Milli Eğitim Bakanlığı gibi gören, niteliğe değil niceliğe bakan, bilim üretme misyonunu ise neredeyse hiç hesaba katmayan bir yönetmelik olarak yayınlanmış, “Yeni (!) YÖK” yine sınıfta kalmıştır.
Defalarca tekrar ettiğimiz gibi, yine söylemek istiyoruz: Üniversiteler sadece ders veren kurumlar değildir. En önemli misyonları bilim ve teknoloji üretmektedir. Eğer asgari kadro şartları önemli şekilde arttırılmazsa, birçok bölüm norm fazlası kadroya sahip konuma düşecek, emeklilik yaşı 75’e çıkarılan profesörler emekli olmadıkça alttan gelen kimseye kadro verilemez hale gelecektir. Bu noktada 2/3 kadro şartının hiçbir şeyi değiştirmeyeceği, insanların yükselmesini baltalayacak bir başka şart olmaktan öteye gidemeyeceği aşikardır.
Bilim, çırağın ustayı geçmesi ile ancak ilerleyebilir. Norm kadro yönetmeliğimiz ise çıraklara kadro vermeme üzerine kurulmuş durumdadır. Norm dışı kadro ilanları ise YÖK onayına bağlanmış ve sözde devredilen yetkinin aslında devredilmediği aşikar hale gelmiştir. Üstelik bu norm dışı ilanların kadro yükselmelerinde kullanılmaları gerekli hale gelmiştir. Bu yönetmeliğe göre bir insan ne kadar hak ederse etsin, norm kadro dolu olduğu için hak ettiği yerde kadro alamayabilir. Rektörlere de kadro vermek istemedikleri kişilere üretilebilecekleri bir bahane daha mevcut hale gelmiştir.
Yönetmelik ilerleyen süreçte çok ciddi sorunlara yol açacaktır. Norm katsayıları çok düşüktür, bu durum en parlak gençlerin akademisyenliği tercih etmesini engelleyecek, tüm akademisyenlerin hayatları boyu gelecek kaygısı ile yaşamasına sebep olacak ve hali hazırda hiçbir şey üretmeden norm kadro kaplayan herkesin ekmeğine yağ sürecektir. Umuyoruz en azından bölüm açılması için gerekli asgari öğretim elemanı sayıları ciddi şekilde arttırılır ve kadro alma problemlerinin önüne geçilmeye çalışılır. Ancak mevcut durumda bu yönetmelik, YÖK’ün alt kadro düşmanlığını bir üst seviyeye taşımış ve adeta “altta kalanın canı çıksın” noktasına kadar gelmiştir. “Dama çıkanın merdiveni attığı” sistem iyice körüklenmiştir.
Üzülerek ifade etmek istiyoruz ki norm kadro yönetmeliği tüm umutları boşa çıkarmış, bu haliyle insanları üretmeye değil, üretmemeye teşvik eder hale gelmiştir.
Saygılarımızla
Dr. Vahdet ÖZKOÇAK
ÖGESEN Genel Başkanı